Parkinson hastası olan eski ABD Başkanı George H. W. Bush, 90’ıncı yaşını profesyonel paraşütçü yardımıyla helikopterden atlayarak kutladı.
Eski ABD Başkanı Bush 90. yaşını paraşütle atlayarak kutladı.
Eski ABD Başkanı George Herbert Walker Bush beş yıl önce verdiği 90 yaşına ulaşması halinde paraşütle atlama sözünü, bir emekli askeri paraşüt ekibinin desteğiyle yazlık evinin bulunduğu Maine eyaletine bağlı Kennebunkport’ta yerine getirdi.
İkinci Dünya Savaşı’nda genç bir pilotken uçağının ateş alması sonucunda paraşütle atlamak zorunda kalan Bush, 90. yaş günü atlayışında, ”kırmızı, beyaz, mavi”den oluşan Amerikan bayrağının renklerinde bir paraşüt kullandı.
Bununla sekizinci atlayışını gerçekleştiren Bush’un, Twitter hesabındaki atlayışıyla ilgili açıklamada, ”Maine’de harika bir gün. Aslında paraşütle atlamak için yeterince harika” ifadesine yer verildi.
George Herbert Walker Bush’un sözcüsü Jim McGrath’ın açıklamasında ise ”Bush hem sürprizi hem de adrenalini seviyor. Bu bir Bush klasiği” yorumunda bulundu. Ayrıca eski başkanın 90. yaş günü için 200 kişilik akraba grubunun katılacağı özel bir akşam yemeği verileceği bildirildi.
Kars’ta düzenlenen Uluslararası Kültür ve Turizm Günleri etkinlikleri kapsamında organize edilen ‘Kaz Güzellik Yarışması’nda ilginç görüntüler ortaya çıktı.
İşte ‘Kaz Güzellik Yarışması’
Kars’ın tanıtım günlerinin açılışı Hükümet Konağı önünde yapılan konuşmalar, halk oyunları ve halaylarla başladı. Havanın yağışlı olması nedeniyle kısa tutulan programda Kaz Güzellik Yarışması’na geçildi. 4 gün sürecek olan yarışmaya günler öncesinden hazırlanan 10 kaz, sahiplerinin de yardımıyla podyuma çıktılar. Kaçmamaları için demir korkuluklarla kapatılan podyumda kırmızı halı üzerinde objektiflere poz veren kazlar renkli görüntülere sahne oldu. Hantal yürüyüşleriyle dikkat çeken ve sahipleri tarafından süslenen kazlar bir yandan güzellikleriyle dikkat çekerken diğer yandan da kanat çırpıp objektiflere poz verdiler. Kazlardan bazıları boyunlarına asılan süslerle uğraşırken, bazıları da sahiplerinin ellerinden kaçtı. Güçlükle yakalanan kazlar yeniden podyuma getirildi. Gelinlik giydirilen, ayak bileklerine ve gagalarına süsler takılan kazlar büyük ilgi gördü.
Jürinin değerlendirmesinin ardından ilk üçe giren kazların sahiplerine birer adet altın hediye edildi. Vali Günay Özdemir, Belediye Başkanı Murtaza Karaçanta (MHP), Türkiye Moda ve Hazır Giyim Federasyonu (TMHGF) Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Öztürk tarafından hediyelerin dağıtılmasının ardından etkinliğin ilk günkü programı sona erdi.
91 yıllık Patek Philippe marka saat İngiltere’deki müzayedede 2,9 milyon dolara satıldı.
İngiltere’nin ünlü müzayede evi Sotheby’s’te bu kez koleksiyon saatler satışa çıktı. Müzayedede 1923 yılına ait Patek Philippe marka saat 2 milyon 965 bin dolara İsviçre müzesi tarafından alıcı buldu.
Saat ilk kez bölünmüş saniye göstergesine sahip olması nedeniyle önem taşıyor. 91 yıllık saat bu fiyatla dünyanın en pahalı ikinci saati oldu. En pahalı saat 2012’de 2 milyon 994 bin dolara satılan Patek Phillippe.
İngiltere’nin başkenti Londra’nın kalburüstü semtlerinden birindeki bir apartmanın 6. katındaki balkonda seks yapan liseli gençler dengelerini kaybedip aşağı düşerek beton zemine çakıldı.
İngiltere’nin en pahalı özel okullarından biri olan ve daha çok zengin yabancı çocuklarının rağbet ettiği özel Bellerbys College’da okuyan 19 yaşındaki Rus Anastasia Tutik ile 18 yaşındaki soyadı henüz tespit edilemeyen Meksikalı Miguel, dönem sınavlarının tamamlanması dolayısıyla Londra’nın güneydoğusundaki Debdford semtinde Thame nehrinin kıyısındaki bir apartmanda arkadaşlarının verdiği partiye katıldılar.
Dairede verilen partide tanıştıkları belirtilen liseli gençler alkol aldıktan sonra balkona çıkarak seks yapmaya başladı. Görgü tanıklarının ifadesine göre, işi fantezi noktasına götüren Miguel, genç kızı bir ara kollarından tutup balkonun trabzanına çıkardı.
Bu halde seks yapmaya devam eden çift bin anda dengelerini kaybederek 6. kattan aşağıdaki havuzun yanındaki beton zemine kurşun gibi çakıldı. Polis yaklaşık 20 metreden betona çakılarak kan gölü içinde kalan gençlerin anında hayatını kaybettiğini bildirdi.
İsveç’in Nässjö ilinde yaşayan Lennart İsraelsson insanların düşlerini gerçekleştirebilmek için hiç bir zaman geç kalmadıklarının yaşayan kanıtı. Şubat ayında 98 yaşına giren İsraelsson, “Artık politika yapmanın zamanı geldi” diyerek Eylül ayında yapılacak olan yerel seçimlerde belediye meclis üyeliğine aday oldu.
İsraelsson köylü partisi olarak kurulan ve oylarının çoğunluğunu halen kırsal kesimlerden alan Center (Merkez) Partisi’nden aday olmasını bir çiftlikte doğmasına ve 1930’lu yıllarda çiftliklerinde çalışmasına bağlıyor.
Nässjö’de bir zamanlar oldukça güçlü olan ve 1970’li yıllarda 16 belediye meclis üyeliğine sahip olan Merkez Partisi’nin sandalye sayısı 2000’li yıllardan beri 5’e düşmüş durumda. İsraelsson seçim listesinde 7. sırada bulunmasına rağmen seçileceğinden emin. Seçilebilmek için kampanya yürütüyor ve Nässjölülerden oylarını kullanırlarken kendi adını işaretlemelerini istiyor.
Seçildiği takdirde hangi sorunlara öncelik vereceği sorumuzu “Ben köyde doğdum ve büyüdüm. 1930’lu yıllarda zenginlerin çiftliklerinde tutma olarak çalıştım. Tarım insanlar için en büyük beslenme alanı. Ama artık tarıma ve köylülerin sorunlarına önem verilmiyor. Ben tarım ve çiftçilere daha fazla kaynak aktarılması için aday oldum” diyerek cevaplıyor.
HİÇ BİR ZAMAN İÇKİ VE SİGARA KULLANMADIM
Politikaya atılmak için 98 yaşın fazla sayılamayacağını, dinç ve sağlıklı olduğunu, gözlük kullanmadan gazete okuduğunu söyleyen İsraelsson, “Hiç bir zaman içki ve sigara kullanmadım. Bazıları bunların yaşamda önemli olduğunu söylüyor ama ben onlarsız yapmayı başardım. Onun yerine dans ettim ve bilmece çözdüm. Halen de yapıyorum. Çok şey yaşadım ve bunların çoğunluğu hoş şeylerdi. En kötü şey eşimi yitirmemdi ama insan yaşamını sürdürmek zorunda” diyor. Her gün en az bir saat yürüyüş yaptığını ve haftada bir kez dans ettiğini söylüyor.
Çiftliklerde tutma olarak çalıştıktan sonra 1940’lı yıllarda Devlet Demir Yolları’nda (SJ) makasçı olarak işe başlayan İsraelsson, işçi olarak çalıştığı yıllarda işçilerde görülmeyen bir girişimde bulunmuş. 600 kronuyla Sandvik adlı şirketten 5 hisse senedi satın almış.
Hisse senetleri değer kazanan İsraelsson bir anda milyoner olmuş. Yoksullara, eğitim görüp de para sıkıntısı çekenlere yardımcı olmak amacıyla 4 ayrı vakıf kuran İsraelsson, 90. yaşına girdiğinde 150 milyon kronluk servetinin çoğunluğunu vakıflara bağışlamış.
“Geriye 20-30 milyonum kaldı. O kadar para benim cenaze masrafların için yeter” diyen İsraelsson, Türkiye’deki son gelişmelerle ilgili ne düşündüğü sorumuzu “Türkiye’ye hiç gitmedim ama orada insan hakları ihlalleri yaşandığını biliyorum” diyerek cevaplıyor.
İspanya ilginç bir doğuma sahne oldu. Valladolid kentinde doğum yapan bir köpeğin yavrularından ikisi yeşil doğdu.
Köpeğin sahibi Aida Vallelado Molina, “Onları ilk gördüğüm zaman inanamadım. Önce köpeklerin kirli olduklarını sandımı ve onları temizlemeye çalıştım. Ancak yeşillikleri gitmedi” diye konuştu.
Köpeklerden dişi olanı ölürken erkek olanı halen hayatta. Ancak onun da sağlığının iyi olmadığı belirtiliyor. Madrid Compultense Üniversitesi yetkilileriyle iletişime geçen yerel gazete Laguna Al Dia, üniveriste yetkililerinden bunun bilim literatürüne geçebilecek bir olay olduğu bilgisini aldığını yazdı.
2012’de de bir Labrador yavrusu yeşil renkte doğmuştu. Benzeri bir olay 2008’de New Orleans’ta rapor edilmişti.
İspanya’nın kuzeyindeki Vitoria kentinde türbanı ile havuzda yüzmeye kalkışan kadın belediye başkanının talimatı ile sudan çıkarıldı
İspanya’da sıcakların artması ile havuzda serinlemeye çalışan Müslüman bir kadının üzerindekilerini çıkarmadan suya girmesi etraftakilerin tepkisini çekti.
Müslüman kadını havuzdan çıkarmak isteyen halk “burası İspanya Arap ülkesi değil, havuzun bir adabı var” sözleri ile olayı belediyeye taşıdılar. Bunun üzerine tartışmaya son noktayı koyan Vitoria kenti Belediye başkanı Javier Maroto bir kararname çıkartarak il sınırlarındaki hiç bir havuza dini gerekçelerde dahil tesettürlü girilemeyeceğini duyurdu. Tesettürü bir sokak giysisi olarak tanımlayan bildiride havuzda sadece mayolu yüzülebileceğini buna uymayanların ise olay yerinden derhal ayrılması gerektiğine işaret edildi.
Vitoria Belediyesinin aldığı bu karar üzerine diğer kentlerde de aynı uygulama yapılacağına dikkat çeken gazeteler bunun din karşıtı bir girişim olmadığını vurguladılar. Olayın basında yer alması ile okuyucu köşelerine tepkilerini dile getiren binlerce İspanyol ise kendilerinin nasıl bir Müslüman ülkesinde bir camiyi ziyaret ederken ayakkabıların çıkartılması isteniyorsa burada da havuza ve denize girerken üstlerinin çıkartılması aynı anlama gelir yönünde yorum yazdılar.
Usta oyuncu Şener Şen’in; Nesli Çölgeçen imzalı “Züğürt Ağa” filmindeki unutulmaz replik “Ağa pohu üstüne poh olur mu?!” sanırız hâlâ zihinlerdedir. İşte bilim yeni bir mıucizeye imza atarak, Yavuz Turgul’un senaryosunu biraz değiştirdi. Gübreyi içme suyuna dönüştürdü!
ABD’de Bilim İnsanları, Gübreyi İçme Suyuna Dönüştürdü!
Gübreden içme suyu ABD’de bilim adamları, gübreyi içme suyuna dönüştürmeyi başardı.
Michigan Üniversitesi’nden bilim adamları, biyogaz üretimindekine benzer bir sistemle gübrenin içindeki suyu, içme suyuna dönüştürdü ve böylece gübrenin çevreye olan zararlı etkisinin azaltılması konusunda bir adım daha atmış oldu.
Bilim insanlarından Steve Safferman, gübrenin yaklaşık yüzde 90’ının sudan, yüzde 10’unun çok sayıda besin, karbon ve hastalığa yol açan maddelerden oluştuğunu belirtti. Safferman, geliştirilen yöntemle gübrenin içerdiği sudan ayrıştırılarak hayvanlar tarafından içilebilecek kadar temiz bir su elde edildiğini vurguladı.
Sistem sayesinde 378 litre gübreden 190 litre su elde edilebiliyor. Gübreden su elde edilmesi tasarrufun yanı sıra evrenin korunmasını sağlıyor.
BM Gıda ve Tarım Örgütü’nün 2006’da yayımladığı bir rapora göre, organik bir kirletici olan gübre, sera etkisine yol açan en önemli 4. gaz olan azot hemioksit salımının yüzde 65’inden sorumlu.
Sistemin yıl sonunda bir şirket tarafından piyasaya sürülmesi bekleniyor.
Trabzon’un Sürmene İlçesi’ndeki düğün salonu işleten 2’si kardeş 3 kişi, gelin ve damadı salonun ortasında balıkçı kayığına bindiriyor.
Sürmene’deki 100’üncü Yıl Düğün Sarayı’nı işleten İsmail ve Hasan Kılıç kardeşlerle arkadaşları Mustafa Mehmetoğlu, ilginç bir yöntem geliştirdi. 3 işletmeci, 3 metre uzunluğundaki kayığı çelik halatlarla tavana monte ettikleri raylı sisteme bağladı. Kayığın ileri- geri ve aşağı- yukarı hareket etmesi için motorlu sistem kullanan işletmeciler, geliştirdikleri sistemle, kayığı 6 metre yüksekten 15 metre boyunca taşıyarak salona indiriyor. Gelin ve damada düğün öncesi prova yaptıran işletme sahipleri, böylece çifti en heyacanlı gecelerinde kayıkla salonun ortasına inmeye alıştırıyor.
İsmail Kılıç, “Değişikliler hep büyükşehirlerde ortaya çıkar, sonra bize gelirdi. Şimdi modayı biz çıkarttık, diğer şehirlere yayılacak. Bu sistem Türkiye’de ilk. Lise mezunuyuz. Sistemi kurmadan önce mühendislere danıştık ama onlar bize ‘Olmaz’ dedi. İki motorlu makaralı sistem geliştirdik. Bir motor kayığı ileri ve geri, diğer motor ise aşağıya ve yukarıya hareket ettiriyor. Gelin ve damada bir gün önce prova yaptırdıktan sonra ‘Vira Bismillah’ diyerek salonun ortasına indiriyoruz” dedi.
‘KORKULACAK BİR ŞEY YOK’
Kayığa binenlerin korkmasına gerek olmadığını ifade eden Kılıç, “Uçak inerken sallanıyor ama bizim kayığımız sallanmıyor. Kayık salonun ortasına ilerlerken çift ellerindeki çikolataları misafirlere atıyor. İlçemize ve ilimize yakışacak bir düğün salonu ve sistem yaptık” diye konuştu.
Kredi taksidini erken ödeyen tüketicilere ‘erken ödeme cezası’ şoku!
Aylık 10 TL ile 60 TL arasında ek ücret ödüyor olabilirsiniz.
Şikayetvar’ın haberine göre: Bankadan kredi kullanan vatandaşlar, kredi taksitlerini bir gün erken ödediği için dahi ‘erken ödeme cezası’ ile karşılaşıyor. Bankaların, ödeme yapılması gereken günden önce ücret yatırılan tarihe göre 10 TL ile 60 TL arasında ücret aldığını belirten şikayetçiler, ‘erken ödeme yaptığımız için cezalandırıyoruz’ şeklinde tepki gösterdiler.
Kredi kullanırken ödenen dosya masrafı, komisyon bedeli yeniden yapılandırma bedeli gibi ücretlere bir de ‘erken ödeme cezası’ eklendiğini belirten kullanıcıların şikayetleri şöyle:
“KREDİ TAKSİTİNİ ERKEN ÖDEME CEZASI 60 TL!”
“Her ayın 8’inde olan kredi taksitimi ayın ilk haftası ödedim. Fakat banka yine beni borçlu çıkarmayı başardı! Kredimi 2-3 gün erken ödedim diye yaklaşık 60 TL erken ödeme cezasını hesabımdan çektiler. Müşteri hizmetleri bilgilerinin olmadığı söyledi. Şube ise yeni bir uygulama olduğu, 1-2 müşteri daha şikayet ettiği için kendilerinin de o şekilde haberlerinin olduğu belirtti. Artık tam gününde ödemem gerekiyormuş.”
“KREDİLERDE ERKEN ÖDEME KOMİSYONU ADI ALTINDA ALINAN PARA!”
“24 ay önce çektiğim konut kredisinin ödeme tarihi her ayın 12’sidir. Her ay maaşımın yattığı tarih nedeni ile 7 gün belki 10 ön gün erken ödüyorumdur. Sağ olsun bir kaç gün önce ödedik diye erken ödeme komisyonu adı altında hesabımızdan 15.37 TL para kesmiş tarafıma sözleşmemizin hangi maddesine istinaden bu ücreti kestiğini açıklamasını ve kestiği ücreti iadesini istiyorum.”
“ERKEN ÖDEME MAĞDURUYUM!”
Yalnızca bir gün erken ödeme yaptığım için aylık 1906 lira olan kredi ödemem benden tam 1933 lira olarak kesildi. Paramın iadesini istiyorum”