Hani yaşını almışlar sıkça söyle ya: “Ne oldum değil ne olacağım demeli…” diye. İşte bu deyişin tam da ispatı karşımızda!
Mikro-blog Twitter’da yeni bir skandal! CEO’su ve kurucusu Jack Dorsey’in hesabı askıya alındı. Ancak yanlışlıkla…
Dorsey’in hesabının askıya alınmasının altında bir hesaba yönelik bir saldırının olabileceği de ortaya atılan iddialar arasında.
Dorsey’in hesabına girmeye çalışan kullanıcıların “Görüntülemeye çalıştığınız hesap dondurulmuştur” uyarısıyla karşılaşması üzerine fark edildi.
Olayın çözülmesi 2 saat sürdü. Sorunun kaynağı olarak çalışanlardan birinin siteyi temizlerken yaptığı küçük bir hata olarak belirtildi. Olay düzelince Dorsey; “Twitter hesabım yeniden aktif, bu dahili bir sorundu” dedi.
Üzerinden çok zaman geçmeden bu şaşkınlık veren hadise, sosyal medyada alay ve şaka konusu oldu.
TV’de yayınlanan magazinel yetenek yarışmalarından mı etkilenildiğinden bilinmez, gün geçmiyor ki cennet vatanımızda yeni bir müteşebbis(girişimci) ortaya çıkmasın. Kimisi (çoğusu), meteliğe kurşun atacak kadarını bile bulamaz/kazanamazken Gaziantepli bir özel müze sahibi, akla durgunluk verebilecek bir eylemde bulundu…
“Paraları kavanoza koydum, kavanoza da turşu koyulduğu için…”
Gaziantep’te Devri Alem Para Müzesi’nin sahibi Esat Kaplan, müzede bulunan paraları turşu kavanozları içinde sergiliyor.
Tanıtıma Katkıda Bulunmak İçin
Evinde kendi imkanlarıyla 3 tona yakın parayı sergileyen Devri Alem Para Müzesi’nin sahibi Esat Kaplan, gastronomi şehri seçilen Gaziantep’in tanıtımına katkıda bulunmak için müzesinde bulunan paraları turşu kavanozları içinde sergilemeye başladı.
Esat Kaplan: “Gaziantep dünyanın en iyi mutfağına sahip, ben de dünyanın en çok parasına. Bu yüzden elimdeki imkanlarla hem gelen ziyaretçilerimize şehrimizi anlatmak hem de farklılık oluşturmak için paralarımın turşunu kurdum. Paraları kavanoza koydum, kavanoza da turşu koyulduğu için paramın turşusunu kurdum. Bu projeyi Gaziantep, Türkiye ve dünyaya katkı olsun diye yaptım’’…
Müzeyi ziyaret edenler, para kavanozlarıyla selfie çektiriyor.
İsrail Parlamentosu’ndaki (Knesset) Arap asıllı İsrailli Milletvekili Ahmed Tiybi, İsrail’in “gürültü kirliliğine neden olduğu” iddiasıyla hoparlörle ezan okunmasını yasaklama planını protesto etmek için genel kurulda ezan okudu.
Knesset’teki genel kurulda konuşma sırası kendisine gelen Tiybi, kürsüde ezan okudu.
Kur’an-ı Kerim ve Luka İncili’nden ayetler okuyan Tiybi: “Asıl karıştırıcı ve gürültü çıkarıcı Netanyahu’dur ve Müslümanlara karşı İslamofobik kampanyayı sürdürendir. Ezan bu vatanın gerçekliğidir ve ayrılmaz bir parçasıdır.“.
“Köpekliğinizden çektiklerimiz nedir böyle?”
Tiybi, İsrail askerlerinin cami ve kiliselere saldırılarını hatırlatarak, “Biz de cuma ve cumartesi günleri Şofar’a üfleyerek çıkardığı sesten ve özel bayramlarınızda dolaşma yasaklarınızdan rahatsız oluyoruz. Ancak biz itiraz etmiyor ve dini ritüellerinize karışmıyoruz.” ifadelerini kullandı.
Daha önce İsrail askerlerinin “Allahu Ekber” diyenlerin üzerine köpek salmasını da hatırlatan Tiybi, “O zaman Allah sizden büyüktür demiştim, bugün yine aynı şeyi tekrarlıyorum, Allah sizden büyüktür ve sizin köpekliğinizden çektiklerimiz nedir böyle?” dedi.
SON DAKİKA: “Ezanı yasaklamak, İslamın Kudüs’teki varlığını inkar manasına gelir”
Haberimiz yayına hazırlandıktan bir süre sonra Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez de İsrail’in tepki çeken bu yasa tasarısı hakkında açıklamada bulundu:
“Yıllardır hem Mescid-i Aksa’yı işgal ettiği için, hem Filistinli kardeşlerimizin topraklarını işgal ettikleri için büyük kötülükler yapan bir ülkenin, ezanı da yasaklamaya kalkışması, İslamın, Kudüs’teki Müslümanların varlığını inkar manasına gelir. Ezanı yasaklamak, Müslümanların ve İslamın tarih boyuncaki Kudüs’teki varlığını inkar manasına gelir. Bunu kabul etmek mümkün değildir.”
SON DAKİKA! Mübarek Ezanın Hoparlörlerden Okunma Yasaklanmasına İtiraz
Haber editörlerimize ulaşan yepyeni bir son dakika gelişmesi, konuyu başka bambaşka bir boyuta taşıdı.
Ezan Yasağı Yasa Tasarısı Ertelendi
Dünya kamuoyunda “ezan yasağı” olarak yansıyan ve çok büyük tepki toplayan yasa tasarısını görüşen İsrail meclisindeki yasama komisyonu, pazar akşamı tasarıyı onaylayarak meclise sevk etmişti.
“Gürültü kirliliğine neden olduğu” iddiasıyla camilerden hoparlör kullanılarak ezan okunmasını yasaklayacak tasarının yürürlüğe girmesi için İsrail meclisi Knesset’te üç farklı oturumda görüşülerek oylanması gerekiyor. Filistinlilerin ve İslam aleminin büyük tepkisini çeken tasarı daha önce de birçok kez gündeme gelmiş ancak kanunlaşmamıştı.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu da dün yaptığı yazılı açıklamada, “gürültü yaparak insanları rahatsız ettiği” iddiasıyla ezanın yasaklanmasını öngören yasayı desteklediğini belirtmişti.
Ancak İsrail’in kanal 10 televizyonunun haberine göre, Knesset’teki dindar Yahudi partilerinden Yahudot HaTora’nın (Birleşik Tevrat) ezanın hoparlörlerden okunmasının yasaklanmasına itiraz etmesi üzerine bugün genel kurulda yapılması beklenen oylama ertelendi.
Yasa tasarısının ertelenmesiyle beraber Başbakan Binyamin Netanyahu’nun tasarının yeniden genel kurulda görüşülmesi için bir tarih belirlemesi gerekiyor.
GELİŞMELER ‘Oha Dedirten Haberlerin Adresi’ sahidensahi.com DA OLACAK…
Mizah Dergisi ‘Gırgır’ın unutulmaz kahramanlarından “buluşları” ile ünlü ‘Zihni Sinir’; belki de ‘Müfettiş Gatget‘ın ülkemizdeki karşılığı. Temel eğitim yaklaşımlarından biri ‘Başımıza icat çıkarma!‘ olan bir toplumda, mucit olmak zor zanaat…
Ancak aramızda karşılaşılan zorlukları bahane etmeyenler de var. Diyarbakırlı mucit ve girişimci Celal Göger pekâlâ bunlardan birisi. “Müfettiş Gatget“ten aldığı ilhamla sadece gün ışığından 1 kw enerji elde edebilecek bir şapka tasarlamayı başarmış bir mucit kendisi…
Bismil ilçesinde cep telefonu bayiliği ve tamirciliği yapan ve daha önce daha önce cep telefonlarına Kürtçe yazılım yükleyen, cep telefonlarının ekranını görünmez kılan çip takılı özel tasarım gözlük yapan, çakmaklı kol saati yapan Celal Göger, bu kez meşhur çizgi film karakteri ‘Müfettiş Gatget’dan aldığı ilhamla sadece gün ışığından 1 kw enerji elde eden bir şapka tasarladı.
İcadın Adı CGOGER
Ürettiği şapkanın adına kendi isminin baş harfi ve soyadı olan, “Cgoger” ismini veren Göger, elde ettiği enerji sistemi ile bir hafta boyunca doğada kalacak olanların laptop, akıllı telefon ve tüm elektronik cihazlarına yetecek düzeyde enerji sağlayabileceğini söyledi.
Celal Göger: “İmkân verilmesi halinde bu sistemi çok daha fazla geliştirebilirim“…
10 Çocuklu Bir Ailenin 5’inci Çocuğu
Bismil İlçesi’ne bağlı Yukarı Sallat Köyü’nde çiftçilik yapan 10 çocuklu bir ailenin 5’inci çocuğu olarak dünyaya gelen Göger, Kendi imkânlarıyla kurduğu atölyede 4 ay süren bir çalışma sonunda fötr şapkanın içerisinde, geliştirdiği bir sistemle, gün ışığından yararlanarak 1 kw kapasiteli enerji üretebildiği iddiasında.
İsveçli evli bir çift, karı koca aynı adamı sevgili olarak paylaşıyor.
“Adam” Her İkisini De Çok Seviyor
İsveçli Fridland ailesinin hayatı, Erik Fridland’ın çalıştığı taksi şirketinde Hampus Engstrom’a aşık olmasıyla değişti. Erik, karısı Linda’ya aşkını itiraf etti. Linda, Hampus ile tanışmak istedi. Hampus, Linda ile tanıştıktan sonra ondan etkilendiğini söyledi.
Üçü De Aynı Yatakta
Linda’da Hampus’a ilgi duyduğunu kabul edince, çok süre geçmeden 3’ü aynı yatakta yatmaya başladı.
Hampus’uz kızı ile birlikte Fridland’lara taşınmasından sonra üç sevgili, geçtiğimiz yıl Ocak ayından bu yana birlikte yaşıyor. Hampus’un 5 yaşındaki kızı, Linda ve Erik’in biri 13 ikisi ikiz 9 yaşındaki oğlanlarına katıldı.
Üç sevgilinin ilişkisi, hayatları hakkında blog yazmaya başlayınca tüm dünyanın ilgisini çekti. Açıklamalarda bulunan 29 yaşındaki Hampus Engstrom, 35 ve 34 yaşındaki Fridland’lar ile birlikte çalıştıklarını, birlikte yaşadıklarını ve hep birlikte seks yaptıklarını söylüyor. İlişkinin sadece seks olmadığını belirten Hampus, oldukça rutin normal bir aile hayatı yaşadıklarını anlatıyor. Birlikte kendi taksi şirketlerini kuran aile, bir başka dükkanda çocuk kıyafetleri satıyor.
İsveç’teki evlilik yasalarının değişmesini isteyen Hampus, üçlü ailenin bürokratik sıkıntıları olduğunu söylüyor. Bankadan kredi çektiklerinde üçüncü imza için yer olmaması, bir otele gittiklerinde üçünün birlikte kalamayacaklarının söylenmesi gibi sıkıntılardan şikayet eden Hampus, bir gün üçlü bir evlilik gerçekleştirmeyi umut ediyor.
İzmir’in Kınık ilçesinde oğlu İsmail Yula’nın yanında yaşayan 106 yaşındaki Halil Yula evin bahçesinde kendisini asarak intihar etti.
Olay, bugün saat 08.00 sıralarında Kocaömer Mahallesi’nde bulunan bir evde meydana geldi. Adana’da yaşayan ve eşi vefat ettiği için bir süredir İzmir’in Kınık İlçesi’ndeki oğlu İsmail Yula’nın yanında kalan Halil Yula bunalıma girerek evin bahçesindeki nar ağacına kendisini astı.
Akşam saatlerinde eve gelen İsmail Yula kapıyı açtığında babasını ağaçta asılı bularak durumu jandarmaya bildirdi. İhbar üzerine gelen jandarma ekipleri yaşlı adamın hayatını kaybettiğini belirledi.
Herhangi bir not bırakmadığı öğrenilen Halil Yula’nın cesedi otopsi için İzmir Adli Tıp Kurumu Morgu’na gönderildi.Jandarma olayla ilgili soruşturma başlattı.
Van’ın Tuşba ilçesinde yaşayan İsmail Mescioğlu, Murat 131 marka otomobili hurda malzemeler kullanarak 6 metrelik tıra dönüştürdü.
Servis şoförlüğü yapan Mescioğlu’nun kendi imkanlarıyla evinin bahçesinde yaptığı mini tır, vatandaşların ilgi odağı oldu.
Gerekli teknik malzemeleri satın alarak önce su motoruyla çalışan otomobil yapmayı planlayan Mescioğlu, bunu gerçekleştiremeyince satın aldığı Murat 131 marka bir otomobilin sadece motorunu kullanarak bir araba yapmaya karar verdi.
“Motor Aksamını Da Şaseye Monte Ettikten Sonra…”
Daha sonra projesini büyüterek 6 metrelik tır yapmaya karar veren çılgın mucit Mescioğlu:
“Profil demirler kullanarak aracın şase kısmını oluşturdum. Motor aksamını da şaseye monte ettikten sonra tırın diğer kısımlarını zamanla oluşturmaya başladım. Bu çalışmalar bir yılımı aldı ve 6 bin liraya mal oldu. Yapacağım birkaç rötuşla aracım gerçeğini aratmayacaktır. Boş zamanlarımda yaptığım ve benzinle çalışan tırın patentini almak için yetkililerden yardım bekliyorum“…
Çıplak Haberler(Naked News); gerçek bir televizyon haber programı gibi hazırlanılıp sunulan, Kanadalı bir girişimcinin icadı. Softcore pornografik abonelik hizmeti sunan bu web sitesi içeriği, olağan bir TV kanalınınkine kyasla ‘biraz‘ farklı(!)…
‘Saklayacak hiçbir şeyi olmayan program‘ sloganıyla yola çıkan bu Kanada Web televizyonunda ekranda tamamen çıplak kadınlar var. Gündemdeki konulara ilişkin olarak haber program sunarken de röportaj yaparken de çıplaklar….
Çırılçıplak haber sunup, röportaj yapıyorlar!
Üyelik gerektiren ve yetişkinler için(+18) içerik sunan bu sitenin başlattığı programlar, haftada 6 gün yayınlanıyor ve 25 dakika sürüyor.
Spikerler haber bültenini ya çıplak sunuyor ya da üzerlerindeki elbiseleri aşama aşama çıkarıp soyunuyor.
‘Şaşırmış Bunlar!?’ Diyen Yok Ki..
Söz konusu site 1999’da yayın hayatına başlamış. Sekiz sunucunun yer aldığı programda, konuk da kabul ediliyor.
Şimdiye kadar en fazla 6 milyon izleyiciyi tarafından izlenen programın erkek versiyonu, gelen tepkiler sonucunda 2007’de sonlandırılmış.
Kanalın Twitter hesabını 60 bini aşkın kullanıcı takip ediyor.
Brezilya’nın Novo Hamburgo şehrinde 25-30 Ekim 2016 tarihleri arasında düzenlenen, Amerika’daki Intel-Isef yarışmasından sonra gelen dünyanın en büyük ikinci uluslararası proje yarışması olan 31. MOSTRATEC Uluslararası Bilim ve Teknoloji Yarışması sona erdi.
Bu yıl 21 farklı ülkeden toplam 800 projenin 13 ayrı kategoride yarıştığı MOSTRATEC Uluslararası Bilim ve Teknoloji Yarışması’nda “Buharla değişen Boyutlar” isimli projesi ile mücadele eden Okyanus Koleji 12. sınıf öğrencisi Naim Harun Çerkezi tüm rakiplerini geride bırakarak jüri tarafından dünya birincisi seçildi.
Okyanus Koleji öğrencisi Harun Çerkezi, Matematik öğretmeni Mete Doğanay danışmanlığında ve Bargem birimi koordinatörlüğünde tasarladığı “Dimensions Being Altered With Vapor” yani “Buharla değişen Boyutlar” isimli projesi ile Teknoloji/Materyal Tasarımı kategorisinde yarıştı ve altın madalya almaya hak kazandı.
Okyanus Koleji 12. sınıf öğrencisi Naim Harun Çerkezi yaptığı proje çalışmasında 2 boyutlu olan görüntüleri kendi tasarladığı soğuk buhar sistemleriyle 3 boyutlu görüntü olarak aktarabiliyor.
Ekrem Ebu el-Fevz’in solgun yüzüne vuran hırçın savaş hüznünü aydınlatacak belki de tek şey, kalbindeki sanatsal hüner. Onu ateşiyle dimdik tutan erdem; en azından şu günler için, sadece sanatçılığı…
Bugün neredeyse tüm dünyanın başına esaslı bir bela olan Suriye iç savaşı; Suriye Baas Partisi’ne sadık askerler ve bunları destekleyen milisler ile bu partiyi iktidardan indirmek isteyen Suriye muhalefeti arasında başlayan, sonrasında IŞİD, El Nusra ve bazı Kürt, Türkmen, Dürzi ve Süryani grupların da katıldığı, son dönemde ise Rusya, İran, ABD ve Türkiye gibi dış güçlerin de sınırlı olarak dahil olduğu sonsuz gibi görünen bir çıkarlar ve de çatışmalar silsilesi. Ancak doğurduğu sonuçlar nice hayatları karabasana evriltiyor.
Bölgedeki silahlı mücadelenin çürüttüğü fideleri, bizatihi kendi nasırlı elleriyle yeniden yeşerten bir yaman genç insan Ekrem Ebu el-Fevz.
Suriye’nin başkenti Şam’ın Doğu Guta bölgesine bağlı Duma’da ressam Ekrem Ebu el-Fevz, 5 yıldır kente ölüm yağdıran mermilerin, füzelerin ve de bombaların boş kovanlarını sanatına konu ediniyor.
Nasıl mı? Etkisiz hale getirildiğinden kesinlikle emin olduğu “boş” ölüm kovanlarını renkli boyalarla olsun, spreylerle olsun yeni baştan tasarlayarak…
Rejimin 3 yıldan uzun süredir kuşatma altında tuttuğu Duma’da yaşayan el-Fevz’in evinde, birbirinden farklı büyüklüklerde, boş mermi kovanları, patlamamış havan topu mermileri, füze ve roket kapsülleri bulunuyor.
Savaş yorgunu bu genç sanatçının, ileride acılarının sanatsal toplamıyla bir galeride sergi düzenleyip düzenlemeyeceği ise şimdilik cevapsız bir soru işareti…