Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi (AÖF) Türk Dili Edebiyatı Bölümü’nü 3.98’lik not ortalamasıyla 5’incilikle bitiren 35 yaşındaki hükümlü Yakup Karadağ, diplomasını cezaevine gelen Rektör Yardımcısı ve aynı zamanda AÖF Dekanı olan Prof.Dr.Yücel Güney’den aldı.AÖF Türk Dili Edebiyatı Bölümü öğrencisi, cinayet suçundan hükümlü Yakup Karadağ için Eskişehir H Tipi Cezaevi kütüphanesinde mezuniyet töreni düzenlendi.
Törene Anadolu Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve AÖF Dekanı Yücel Güney, Cumhuriyet Başsavcı Vekili Aydın Tekin, cezaevlerinden sorumlu Cumhuriyet Savcısı Hüseyin Özdemir, AÖF İl Sınav Koordinatörü Prof.Dr.Erol Kutlu, AÖF Dekan Yardımcısı Yrd.Doç.Dr.Gökhan Kuş, Cezaevi Müdürü Kamil Özdemir ile cezaevi kurum öğretmeni Özgür Karakuş katıldı.
Kepini fırlattı
Cübbesini giyip kepini takan Yakup Karadağ’a diplomasını ve başarı belgesini Dekan Prof.Dr.Yücel Güney ile Cumhuriyet Başsavcı Vekili Aydın Tekin verdi. Tören sırasında alkışlanan Yakup Karadağ kepini havaya attı.
Çok sayıda ünlü yarış atının sahibi olan Onur Yetkin, koşamayan yarış atlarının eti için kesildiğini öne sürdü. Yetkin, şu anda ayağı sakat olduğu için koşamayan 3 yaşındaki ’Babacığım’ adlı İngiliz atının, ondan sevgisini eksik etmeyecek sıcak bir yuva aradığını ve ücretsiz vereceğini söyledi.
Türkiye Jokey Kulübü Şirinyer Hipodromu’nda hayvansever derneği temsilcileri ile bir araya gelen ve onlardan yardım isteyen at sahibi Onur Yetkin, bakılması için karşılıksız verdiği, koşamayan yarış atlarının eti için kaçak olarak kesildiğini öğrendiğini söyledi. Yetkin, “Benden bakmak için isteyenlere güvenerek verdiğim; Doremi, Epik Story, Özde Laik, Kuzuların Tonu, Uluç Reis, Donna Klara isimli İngiliz atlarımın akıbetini merak edip gittiğimde, verdiğim insanlarda bulamadım. Daha sonra yaptığımız araştırmalarda, kaçak olarak eti için kesilmek üzere satıldığını öğrendim. At sahiplerinden bunları bakmak amacıyla alanlar, kesilmek üzere satıyor. Haraya gelip ’Ben atlara bakacağım’ diyenler içinde kasaplar da oluyor. Ben onlara asla at vermiyorum” diye konuştu.
Jokeyin yardım çığlığı: ‘Onları ucuz fiyata satıyorlar”
Hem Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’na hem de yarış atı sahiplerine çağrıda bulunan Yetkin, “At sevgisi sadece yarışlardan para kazanmak değildir. Bu işe para kazanmak umudu ile gelen ve at sahibi olanlar, at uzun süre yarış kazanamayınca ve ayda 3 bin 500 TL tutan gıda masrafı karşılamayınca, onları ucuz fiyata satıyorlar” dedi.
Bölgede bu sabah saatlerinde başlayan kar yağışı ile 2 bin 640 rakımlı Ovit Dağı geçidi beyaz örtüyle kaplandı. Ovit’ten geçerek Erzurum’a giden araçlar Haziran ayında yağan karla büyük sürpriz yaşadı. Ovit’in dağında kar yağışının belirli aralıklarla sürdüğü öğrenildi.
Yılın dört ayı ulaşıma kapalı kalan Ovit Dağı geçidi, Nisan ayının ortasında ulaşıma açılmıştı.
Ali Rıza Çevik İlköğretim Okulu öğrenci velilerinden Meral Arayan, gazetecilere yaptığı açıklamada, din dersinde korku filmi izlettirildiğini çocuklarından öğrendiklerini, konuyu okul idaresine ve Milli Eğitim Müdürlüğüne taşıdıklarını belirtti.
Arayan, “Öğretmen, 6. sınıfta okuyan çocuklarımıza, din dersinde Dabbe-6 filmini izletmiş. Çocuğumuz akşam durumu belirterek korktuklarını, hatta 5-6 arkadaşının sınıftan çıktığını anlattı. Başta abartılı olduğunu düşünerek inanmak istemedik ama diğer velilerden de aynı yönde şikayetler duyunca şaşkınlık yaşadık” diye konuştu.
Televizyonlardaki korku filmlerinde, küçük yaştaki çocukların izlemesinde sakınca olduğuna dikkati çekmek için “+18” ibaresinin yer aldığını hatırlatan Arayan, “Bizim dahi izleyemediğimiz film 12 yaşındaki çocuklara neden izletilir ki, anlayamadık? Başka sınıfta da farklı bir film izletmiş. Konuyu okul idaresi ve Milli Eğitim’e taşıdık” görüşünü aktardı.
Öğretmenin sözleşmeli olarak okulda eğitim verdiği, okul idaresi tarafından konunun Milli Eğitim İl Müdürlüğüne aktarıldığı öğrenildi.
Osmaniye İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Mehmet Yanık, yıkım kararı alınan Düziçi İlçe Özel İdaresi Hizmet binasının çoğunlukla dış cephesinde 600’ün üzerinde kırlangıç yuvası belirlendiğini söyledi.
Yuvalarda yaklaşık 1000 adet yavru olduğunu açıklayan Yanık, kırlangıçların göç zamanına kadar yıkım kararının ertelendiğini bildirdi. Yıkım işleminin geçici olarak ertelendiğini vurgulayan Yanık, ‘doğal hayatın korunması’ adına böyle bir karar alındığını kaydetti.
Şubat ayında alınan kararla, Osmaniye’nin Düziçi ve Kadirli ilçelerinde İl Özel İdaresi’ne ait 3 eski binanın dayanıklılık ölçümlerinin çürük çıkması üzerine, yıkılmasına karar verilmişti.
Müge Anlı’ya telefon ile bağlanan ve ‘insan kaçakçısı’ olduğunu belirtilen bir kişi günlerdir ülke gündemini meşgul eden Atalay Filiz hakkında konuştu. Son günlerde işlediği cinayetlerle gündemden düşmeyen ve en son Çeşme’de olduğu belirtilen Atalay Filiz konusunda açıklama yapan kaçakçı, “Müge hanım karar aldık, Atalay Filiz’i kaçırmayacağız” dedi. Bunun üzerine Müge Anlı kaçakçıya teşekkür etti ve kaçakçı alkışlandı.
Medya tarafından ‘seri katil’ olarak lanse edilen Atalay Filiz’in dün İzmir’in Çeşme ilçesinde görüldüğünün bildirilmesinden sonra kendisini arayanlar kervanına insan kaçakçıları da katıldı. Telefonla Müge Anlı’nın programına katılan bir kaçakçı, “Onu yurt dışına kaçırmayacağız” deyince stüdyoda alkış koptu.
Tuzla’da tarih öğretmeni Fatma Kayıkçı’nın de arasında bulunduğu üç kişinin öldürülmesinin faili olarak aranan Atalay Filiz’in Avrupa’ya kaçma şüphesi üzerine gözler İzmir-Yunanistan hattına ve insan kaçakçılarına da çevrildi.
Ege’de binlerce insanı hayli kalitesiz botlar ve çoğu zaman çalışmayan can yelekleriyle kaderlerine terk eden insan kaçakçılarından birini ATV’de ‘Tatlı Sert’ programını sunan Müge Anlı canlı yayına çıkarttı.
Konuğunu selamlayan Anlı “Bari can yeleklerini taktırın” dedikten sonra insan kaçakçısından ‘üç kişinin katili’ olarak aranan Atalay Filiz’i yurtdışına çıkarmayacakları sözünü aldı. Anlı bununla da yetinmeyip kaçakçıyı stüdyodaki konuklarına alkışlattı.
Ünlü sunucu daha sonra da insan kaçakçısına yaptıkları ticaretin ayrıntılarını ve Avrupa’da daha iyi bir yaşam arayan insanlardan aldıkları tutarı sordu.
Müge Anlı ile insan kaçakçısı arasında geçen diyalog:
İşte canlı yayında Müge Anlı ile insan kaçakcısı arasında geçen o konuşma:
Müge Anlı: Yasa dışı yollardan birilerini götürüyorsunuz herhalde?
İnsan Kaçakcısı: Yardımcı oluyoruz diyelim.
M.A.: Bari can yeleklerini takın…
İ. K.: Basmane, Çeşme, Kuşaadası. Bu 3 yerde bu işlerin organizasyonu yapılır. 1000-1500 alırız. Bu seri katilin fotoğrafı bizlerde var. Vatandaştan önce görsek müdale ederiz.
M. A.: Vallahi harikasınız. Yaptığınız iş ayrı bu ayrı. Yasa dışı iş yapıyorlar ama eminim ki bu işi yapanlar bile Atalay Filiz’i başka ülkeye götürmezler diye düşündüm doğru çıktı. (Stüdyo alkışladı)
İ. K.: Şu anda zaten geçişler kapalı.
M. A.: Hep kapalı değil miydi?
İ. K.: Devlet müsade ediyordu. Şu an artık devlet restleşme aşamasında. Çeşme – italya geçiş var.. Bedeli 6 bin euro.
İstanbul Atatürk Havalimanı’nda patlama sonrası tüm Türkiye’nin gözü kulağı İstanbul’a ve Atatürk Havalimanı’na çevrilirken, haber kanalları da canlı yayında havalimanına bağlandı, ABD’deki pek çok haber kanalı saat farkına rağmen patlamayla ilgili haberler verdi ve dünya çapındaki internet haber sitelerinin manşetleri İstanbul’daki patlama oldu.
Aynı gece televizyon başındaki büyük bir çoğunluğun tercihi ise ‘belki konudan haberdar olmadıklarından’ belki de ardı ardına gelen terör olayları onları tepkisizleştirdiğinden eğlence programları ve dizilerdi.
100 kişiden 23’ü Survivor, 12’si Hayat Şarkısı izledi
Patlamanın olduğu saatlerde, yarın gerçekleşecek olan final bölümüne katılacak isimleri açıklayan Acun Ilıcalı’nın Survivor’ı ekran karşısındaki yüz kişiden 23’üne ulaşarak reyting listesinde birinci sırada yer alırken, yüz kişiden 12’sine ulaşan Hayat Şarkısı dizisi de listelerde ikinci sırada kendisine yer buldu.
Dev memeli karaya çıkartılarak incelenmek üzere Su Ürünleri Fakültesine gönderildi.
Olay, ilçeye bağlı Karacasöğüt Mahallesi İngiliz Koyu’nda saat 19.00 sıralarında meydana geldi. Koy içinde büyük bir balığın kıyıya doğru geldiğini gören balıkçılar, kurtarmak için sahile koştu. Kıyıya ulaşan balıkçılar karşılarında yunusa benzeyen 6 metre boyunda, yaklaşık 3 ton ağırlığında bir deniz canlısı ile karşılaşınca karaya vurmaması için açığa doğru yüzdürerek kıyıdan uzaklaştırdılar.
Neden öldüğü araştırılıyor
Fakat bir süre sonra balığın suda cansız durduğunu fark eden denizciler, Muğla İl Tarım Müdürlüğü Su Ürünleri görevlilerine haber verdi. Gökova Körfezinden Su Ürünleri kontrol botu ile ile İngiliz koyuna giden İl Tarım Müdürlüğü yetkilileri balığın öldüğünü tespit etti. Yapılan incelemede ölen deniz memelisinin yunus balığı değil türü bilinmeyen bir balina olduğu belirlendi. Botun yan tarafına bağlanan dev balık Akyaka iskelesine getirildi. Gır gır teknesinin vincine bağlanan balina tekneye güçlükle alınabildi.
Deniz Kaplumbağaları Araştırma Kurtarma ve Rehabilitasyon Merkezi’nden(DEKAMER) 3 görevli gece geç saatlerde deniz memelisini incelemek üzere Akyaka’ya geldi. Balinanın neden öldüğü ve Akdeniz’e sularına nasıl geldiği ise araştırılıyor. Öte yandan, balığın tekneye alınışı İskelede bulunanlar tarafından ilgiyle izlendi. Bazı vatandaşlar balina ile fotoğraf çektirmeyi ihmal etmedi.
Tutuklu sanık H.K., “Borçlarımı ödemek için kurumdan aldığım para ile İddaa oynadım. Tek bir maça 30-40 bin yatırıyordum” dedi. Avukatı ise müvekkilinin tek maç üzerinden daha çok kazanmak ümidiyle yüklü miktarda paralar yatırdığını anlattı.
Zimmetine geçirdiği 981 bin lira ile İddaa oynadı
DSİ 8’inci Bölge Müdürlüğü’nün Hukuk Müşavirliği servisinde memur olarak görev yapan H.K., 2013 yılı Ocak ayından itibaren kurumun açılan dava masrafları için hesabına yatırılan avansları kullanıp, sahte belgelerle kapatmaya çalıştı.
Kurum avukatının yerine imza atıp, kaşesini kullanan H.K., 2.5 yıl boyunca bu yöntemle zimmetine geçirdiği paralarla iddaa oynadı. Muhasebe Müdürlüğü’ne yeni atanan müdürün dekontsuz kapama işlemlerini kabul etmemesi üzerine skandal ortaya çıktı. Düzenlediği sahte evrakları imha etmek isteyen H.K. hakkında idari ve adli işlem başlatıldı. Toplam 981 bin lira zimmetine geçirdiği tespit edilen H.K., tüm suçlamaları kabul etti ve çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine kondu. H.K. hakkında 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde ’zimmet’ suçundan 5 yıldan 12 yıla kadar hapis cezası istemi ile dava açıldı.
“Lüks için yapmadım”
1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen ilk duruşmada sanık H.K. ve avukatı hazır bulundu. Mahkeme Başkanı Yasin Arslan’ın sorularını yanıtlayan sanık H.K., 2006 yılında güvenlik görevlisi olarak başladığı DSİ’de 3 yıl sonra Hukuk Müşavirliği’ne memur olarak atandığını hatırlattı. Kurumda çalışanların güvenini kazandığına işaret eden H.K., mahkemede şunları söyledi:
“Borçlarımı ödemek için kurumdan aldığım avans ile iddaa oynamaya başladım. Tutku ve saplantı oldu bende. Kendimi çok kaybetmiştim. Kurtarmaya çalışırken daha çok içeri girdim. Kaybettikçe daha çok oynuyordum. Hesabıma 30 ile 120 bin lira arasında avanslar yatıyordu. Bende kazanmak için tek maça 30-40 bin yatırıyordum. Daha çok kazanıp borçlarımı ve aldığım paraları iade etmek istedim ama olmadı. Lüks bir hayat yaşamak için yapmadım. Amacım sadece borçlarımı ödemekti. Zimmetime ne kadar para geçirdiğimi hatırlamıyorum. Yaptıklarımdan kurum içerisinde hiç kimsenin haberi yoktu. Bana çok güveniyorlardı. Çok pişmanım.”
H.K.’nın avukatı Altay Onursal ise müvekkilinin samimi itiraflarda bulunduğunu, yaptığı eylemin mal varlığını artırmaya yönelik olmadığını söyledi. Müvekkilinin tüm parayla iddaa oynadığını aktaran Onursal, tek maç üzerinden daha çok kazanmak ümidiyle yüklü miktarda paralar yatırdığını anlattı. H.K.’nın üzerine herhangi bir mal varlığı olmadığını, evlerinin de eşi üzerine kredi ile alındığını bildiren Onursal, müvekkilinin basit zimmetten cezalandırılmasını istedi. Duruşma ertelendi.
